16 Şubat 2007 - showtvnet.com

Son günlerde Amerikan basınında çıkan haberler herkese yakın geçmişte sorulmuş bir soruyu tekrar sordurtuyor: ABD Iran’a askeri bir harekat mı planlıyor? Beyaz Saray sözcüleri hafta başında CIA’in verilerine dayanarak, Irak’ta isyancı güçlerin İran yapımı silahlarla 170 Amerikan askerinin ölümune yol açtığını iddia etti. Ortalık bu haberle çalkalanırken şimdi de Şii isyancıların lideri Moqtada al-Sadr’ın, İran’a geçtiği haberleri ortalığı sallamaya başladı.

İran için kurulan kazana şimdi ateş veriliyor. Oysa, daha bu ayın başında Amerika’nın çiçeği burnunda Savunma Bakanı Robert M. Gates açık ve net biçimde İran’la bir savaş planlamadıklarını deklare etmişti. Peki öyleyse CIA kaynaklı olan ve doğruluğu Amerikalı diplomatlarca bile kuşkuyla karşılanan bu haberlerin medyaya duyurulmasının anlamı ne? Amerika Irak hareketinden önce yaptığı gibi yeni bir savaşa kılıf mı arıyor?

İran Devlet Başkanı Mahmoud Ahmadinejad’ın, İran silahlarının Irak’ta kullandığı haberinin hemen ardından bir açıklama yaparak olanları yalanlaması durumun ciddiyetini ortaya koyuyur. Ahmadinejad Bush’un eline olası bir harekata karşı gerekçe vermemek için bu acil açıklamayı yaptı.

Amerika’nın şu anki iç gelişmelerine bakıldıgında İran ile savaş çok zayıf bir ihtimalmiş gibi görünüyor Çünkü kamuoyu yoklamalarına göre halkın çoğunluğu Irak’ta savaşın bir an önce bitmesinden yana. Öte yandan ülke 2008 (Kasım) başkanlık seçimlerine yaklaşıyor, yani Bush’un gitmesine çok az zaman var. Demokrat adaylar ise bütün politikalarını Irak savaşının bitmesi uzerine kurarak genel havadan pay kapma umudunda. Görünüşe aldanırsanız kimsenin üstüne üstlük bir de İran’la savaşa hali yok gibi.

İran’a sınır ötesi
Peki bu durumda ne olacak? Söyleyeyim: Amerika her koşulda İran’a askeri bir hareket düzenleyecek. Bunun doğrudan bir işgal olması çok ama çok zayıf bir ihtimal, ancak Bush, Irak üzerinden bir sınır ötesi harekat düzenleyerek İran’daki stratejik noktaları vurabilir.

Eğer bu sınır ötesi harekat şimdi değilse bile eninde sonunda yapılacak. Amerika’da gelecek seçimlerde ister Cumhurityetçi bir aday ister Demokrat partili bir aday kazansın, sonuç aynı olacak; İran defteri kapanmayacak. Rusya ve Avrupa ülkeleri gerçekleştirdikleri diplomatik girişimlerle ancak İran’ın nükleer silahları edinme sürecini yavaşlatabilirler, durduramazlar. Ancak Amerika ve özellikle İsrail 20 yıl sonra da olsa İran’ın nükleer bir silaha sahip olmasına izin vermeyecek.

İsrail’in göğsü daralıyor
Nedeni açık: Ahmadinejad açık bir İsrail düşmanı ve İsrail’in Ortadoğu haritasından silinmesi gerektigini düşünüyor. İkincisi “terörist örgüt “ olarak ilan edilmiş Hizbullah’ı destekliyor. Bu da İsrail in göğsünü sıkıştırıyor. Onlar için Ahmadinejad 21. yüzyılın Hitleri ve O durdurulmazsa kendilerini hiç bir zaman rahat hissetmeyecekler.

ABD’nin Irak’taki çıkarları herkesin tahmininden daha uzun vadeli, orada kalacaklar. CRS adlı kuruluşun raporlarına göre Irak’ta varolan petrol rezervlerinden daha çok henüz keşfedilmemiş ve işlenmeyen kaynaklar var. En büyük kaynaklar da Kuzeyde, Kerkük’te.

Kuzeyde kim var? Resmi kayıtlarda adı “Irak Kürdistan Bölgesi” olarak geçen “Kürt devleti” var. Bu bölge Irak’taki en önemli bölge, hem stratejik hem de ekonomik olarak. Amerika için de İsrail için de büyük bir önem taşıyor. İran’a olası bir saldırıda önemli, Irak’ın kontrolünde son derece güvenli bir üs olarak önemli ve pertol yataklarıyla önemli.

Türkiye Irak’a girmeyecek
İşte bu nedenle Amerika ve “Kürt devleti” arasında en az bir on yıl hiç su sızmayacak. Peki Türkiye ne olacak? PKK’nın oradaki varlığından çok rahatsızlık duyuluyor ve onu yok etmenin yolunun sınır ötesi harekattan geçildigine inanılıyor. Ancak Amerika sınır ötesi harekata sıcak bakmıyor. Yani Turkiye’nin, sadece gidelim ve PKK kamplarını bombalayıp geri dönelim deyip Washington’u ikna etmesi mümkün değil. Çünkü Amerika biliyor ki böyle bir harekatta binlerce yerli Kuzey Iraklı Kürdün hayati etkilenecek ve bu da Amerika’nın Kürtlerin gözündeki kredibilitesini ve güvenini çok ama çok zedeleyecek.

Ancak ABD, bir yandan da Türkiye ile iyi geçinmenin yollarını arıyor. Türkiye’yi de oyalamaya çalışarak zaman kazanıyor. Yakın zamanda Fransa’da PKK yöneticilerine karşı yapılan tutuklamalarda Amarika’nın katkısı olduğunu Abdullah Gül’ün kendisi de söyledi. Yani ABD Türkiye’nin tepkisini bu yolla düşürmeye çalışıyor.

Bu politik sis içinde Ankara’nın, nükleer silahlara sahip bir İran ile iyi komşuluk ilişkilerini nasıl yürüteceği konusunda kafa yorması gerekiyor. İran, hem dini rejim ihraç eden hem de nükleer silah sahibi bir devlet olacak. Bu durumda Ankara’nın kısa vadeli hesaplar yapmaktan çok, uzun vadeli hesaplar içine girmesi gerekir.

Ankara, Irak’ın kuzeyinde, ekonomik yönden güçlü, siyasi yönden istikrarlı, petrol zengini, seküler bir bağımsız devletten yana tavır alıp almama konusu üzerine de yoğunlaşmalı. Hali vaziyeti yerinde, Batılı devletler ve İsrail ile iyi ilişkileri olan bir komşunun kimseye zararı olmaz ama ötekisi her zaman baş ağrıtır. Türkiye gelecekteki bir İran tehdidine karşı Kürtleri yanına alabilir.
edit post

Comments

0 Response to 'AMERİKA İRAN’I ENİNDE SONUNDA VURACAK...'